Türkiye’de Bir İlk
Temmuz 20, 2022
İzmir Kuş Cenneti; GEDİZ DELTASI 2 – Dr. Ömer DÖNDÜREN
Temmuz 20, 2022
parallax background

İzmir Kuş Cenneti; GEDİZ DELTASI 1


T.C. İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği

İzmir’in yanı başından, Mavişehir önlerinden başlayan Gediz Deltası, Foça tepelerine kadar uzanan yaklaşık 40 bin hektarlık geniş bir alanı kaplar. Bu yüzölçümü ile delta, Türkiye’nin dördüncü büyük deltası konumundadır.

Kıyı bataklıkları, tatlı su bataklıkları, geçici sulak çayırlar, sazlıklar, tuz tavaları, tepeler, dalyanlar gibi pek çok farklı yaşam alanı, deltanın eşine az rastlanır sayıda kuş türüne ve aynı zamanda diğer canlı türleri açısından da yüksek çeşitliliğe sahip olmasının nedenidir. Gediz Deltası’nda bu zamana kadar 277 kuş türü kaydedilmiştir. Bu sayı ülkemizde bir alanda kaydedilen en yüksek kuş türü sayılarından biridir. Ayrıca yıl içerisinde 235 kadar kuş türü bu alanda gözlenebilmektedir. Her kış düzenli olarak yapılan sukuşu sayımlarında ise 30 bin ile 80 bin arasında sukuşunun kışı burada geçirdiği tespit edilmiştir.

Gediz Deltası, Tuz Gölü ile birlikte Türkiye’de Flamingo’ların (Phoenicopterus roseus) ürediği iki alandan biridir. Her yıl Çamaltı Tuzlası içindeki tuz tavalarının arasındaki üç küçük adacıkta 5 bin çift kadar Flamingo kuluçkaya yatar. Kışın, deltadaki Flamingo sayısı 20 binleri bulur.

Türkiye’de sadece beş yerde üreyen ve Dünya’da nesli tehlike altında olan Tepeli Pelikan’ın (Pelecanus crispus) ise en önemli üreme ve beslenme alanlarından biridir. Her yıl Homa Dalyanı’nın içindeki adalarda 70 çift kadar Tepeli Pelikan kuluçkaya yatar. Kışın ise tüm deltadaki sayıları 700 kadardır.

Karagagalı Sumru’nun (Sterna sandvicensis) Türkiye’deki tek üreme alanı Gediz Deltası’dır.

Tilki (Vulpes vulpes), Çakal (Canis aureus), Yaban Kedisi (Felis silvestris), Saz Kedisi (Felis chaus), Yaban Tavşanı (Lepus capensis), Yaban Domuzu (Sus scrofa), Porsuk (Meles meles), Gelincik (Mustela nivalis) gibi memeli hayvanlar da Gediz Deltası’nın içindeki uygun yaşam alanlarında nesillerini devam ettirir.

Gediz Deltası’nın tüm kıyıları boyunca geniş alanlar kaplayan kıyı bataklıkları ve dalyanlar su canlıları açısından çok büyük önem taşır. Denizde yumurtadan çıkan balıklar girintili çıkıntılı ve korunaklı kıyı şeridi ve dalyanlarda, yırtıcı balıklar ve diğer düşmanlarından saklanırlar. Bu yavru balıklar belli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra tekrar denize döner. Ayrıca bu sığ kıyı bataklıkları besin üretimi açısından zengin olduğundan, burada yaşayan canlılara beslenme açısından büyük bir olanak sunar. Bu besin zenginliği Adi Denizkaplumbağası (Caretta caretta) nın sık sık körfezin içerisinde ve delta kıyılarına yakın sularda gözlenmesine neden olur. Ayrıca dünyanın en nadir canlılarından biri olan Akdeniz Foku (Monachus monachus) da zaman zaman bu kıyılara beslenmek için gelir. Tüm bu özellikleri ile Delta’nın kıyıları ve açıkları balıkçılık yönünden çok değerlidir ve pek çok insan geçimini bu kıyılardan sağlar.

Gediz Nehri’nin 2 milyon yıldır taşıdığı alüvyonlarla oluşan ve bereketlenen Gediz Deltası’nın tarım alanlarında Türkiye’nin en kaliteli pamuğu yetişir. Pamuğun yanında mısır, ıspanak, buğday, kavun, karpuz ve çeşitli meyveler deltanın zengin arazilerinde bol bol yetiştirilir. Bu yüzden Delta içerisinde kalan yerleşim alanlarının en büyük geçim kaynağı tarımdır. Tarımın yanında hayvancılık da, günümüzde az kalmış olan mera alanlarında ya da kapalı şekilde yapılmaya devam etmektedir. Özellikle Mavişehir ile Tuzla arasında kalan Güney Gediz Deltası otlatma açısından çok önemlidir. Bu alanda binlerce küçük ve büyükbaş hayvan otlatılır.

Gediz Deltası’nın 20 bin hektarlık sulakalan kısmının 6 bin hektarını kaplayan Çamaltı Tuzlası, Türkiye’nin yıllık tuz ihtiyacının üçte birini karşılar. Tuzla’da her yıl 500–600 bin ton civarında tuz üretilir.

Gediz Deltası’nın tüm doğaya ve insanoğluna cömertçe sunduğu hazinelerinden, her canlı kendi kısmetini alır. Sürekli daha fazlasını istemek ise başka canlıların haklarından çalmak olur. İşte bu yüzden Gediz Deltası’nı kuşlar için, çakallar, tilkiler için, köylüler, kentliler için, ülkemiz, dünyamız ve tüm insanlık için korumak boynumuzun borcudur.

Dr. Ömer DÖNDÜREN

Biyolog