Kızıl Şahin
Aralık 3, 2022
Gök Doğan
Aralık 5, 2022
parallax background

Kerkenez


T.C. İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği

 

Kerkenez » Common Kestrel » Falco tinnunculus

Biyolojik Bilgiler

BOYU

KANAT AÇIKLIĞI

AĞIRLIĞI

33-39 cm

70-80 cm

120-260 g

Tanımı

Kerkenezler Orta avrupada şahinden sonra en çok rastlanan küçük bir doğan türüdür.Yaklaşık 35 cm boyları 75cm kanat açıklıkları ile orta boylu kuşlardandır.Dişileri yaklaşık 230gr ,erkekleri de yaklaşık 200 gr ağırlığındadır.Uzun, ensiz ve sivri kanatları; ince ve uzun kuyruğu ile özgün bir yapısı vardır. Erkek ve dişiler arasındaki en belirgin fark başlarıdır;erkeğinin tepe ve ensesi mavimsi gri iken dişinin tepe ve ensesi kızılkahverengidir. Üstten mavimsi görünen kuyruğunun ucunda kalın, siyah bir bant bulunur. El telekleri siyah, omuz ve sırt kısmı kızıldır ve siyah beneklerle kaplıdır. Bıyığı belirgindir. Kuyruğunun sonunda kalın, siyah bir bantla birlikte yaklaşık 8-10 sıra da ince, beyaz bant bulunur. Kuyrukaltı ise açık krem renkli ve hafif kahverengi benek veya çizgiler iel kaplıdır.Karın altı ve kanat altı hemen hemen beyazdır.Bıyık belirgindir. Genç kerkenezler üreme olgunluğuna gelene kadar dişi giysisinde olsalarda kanatları olgun kerkenezlere nazaran daha kısa ve yuvarlaktır.Karın altları dişilere nazaran da fazla ve sıkçizgilidirler.Kerkenezi özellikle uçuşta tanımanın en iyi yolu kızıl sırtını görmektir. Bu özellik karıştırılabileceği bozdoğan (Falco columbarius), delice doğan (Falco subbuteo), aladoğan (Falco vespertinus)'dan en kesin ayrım yoludur. Kerkenezin en çok karıştırılabileceği tür küçük kerkenez (Falco naumanni)'dir. İki türün erkeği kolayca ayrılabilir. Kerkenezde bıyık belirginken erkek küçük kerkenezde bıyık yoktur. Erkek kerkenezin kanat altı ve sırtı siyah beneklerle kaplıdır. Erkek küçük kerkenezin sırtı beneksiz iken kanat altı el ve kol teleklerinde arazi koşullarında gözle fark edilemeyecek kadar silik beneklenme vardır. Dişi ve genç bireyleri çoğu zaman ayırt etmek mümkün değildir. Kerkenezlerde tırnak rengi siyah iken küçük kerkenezde kirli beyazdır.

Cizimler icin :

http://www.birdguides.com/species/species.asp?sp=032028#

Habitatı

Kerkenezler ortamlara kolay uyum sağladıklarından belli bir habitata bağımlı değiller.Yaygın oluşunun en büyük nedeni de budur.Dağlar, vadiler, orman kenarları, bozkırlar, tarım alanları, deniz kıyıları hatta şehirlerde görülebilir. (Üreme habitatı ile avlanma habitatının aynı yerde olması kerkenezler için önemli değildir. Bu nedenle şehirlerde yaşayan kerkenezler,avlanmak için uzun yollar katetmek zorunda kalabilirler.)Kapalı orman alanlarında ve ağaçsız çorak bölgelerde bulunmazlar. Avlanmak için açık ve kısa bitkilerle kaplı alanları tercih ederler.Ağaçların olmadığı yerlerde yuva yapmak için elektirk direklerini kullanır.

Yuva yapma imkanlarının yanında,beslenme şartları da kerkenezlerin yaşam alanlarını belirlemesinde önemli rol oynar.Yeterli av imkanları bulunduğu sürece,her rakıma uyum sağlar.Bazı yerlerde 600m yükseklikten sonra kerkenezlere rastlanmazken,Tibet'te 5500m yükseklikte rastlanmıştır.

Yayılışı

Avrupa'da yaygın bir şekilde bulunan doğan türüdür.yayılma boşlukları sık ormanlık bölgelerdir.Tüm kıtalarda yayılış gösterir.Amerika ve Avusturalya'da akrabalarına rastlanır.İtalya,Fransa,İspanya ve Rusya'da intensif tarımcılık yüzünden türün birey sayısında yavaş yavaş azalma görülmeye başlamıştır.Bu gelişmeler,eksperleri,çok kısa bir süre önce Avrupa'nın en yaygın olan doğan türünü risk altında bulunan türler listesine yerleştirmelerine neden olmuştur.Türkiye'nin tamamında yayılış gösterir.

Beslenme

Açık doğal ortamında yaşayan kerkenezlerin temel besini tarla faresi ve köstebekler gibi küçük memelilerdir. Şehirde yaşayan kerkenezlerin küçük ötücü kuşlar ve serçelerle de beslendikleri görülür.Bunun yanı sıra kertenkeleler,solucan ,çekirge ve iri böceklerle de beslenir.Bu türlere, kerkenezler daha çok yavrulama döneminde memeli bulma sıkıntısı çektiklerinde rağbet gösteririler.Kerkenezlerin başka kuşları yuvalarına dalıp bu yuvalardaki yumurta ve yavrulara saldırdıkları görülebilir.Yeni uçmaya başlayan kerkenez yavruları da bu böceklere ve omurgasızlara av tecrübesi kazanana kadar rağbet gösterirler.

Doğanlardan farklı olarak kerkenezlerin güvercinlere saldırıp avladıkları nadirdir.Zira güvercinler av olarak kerkenezler için fazla büyüktürler.

Serbest uçan bir kerkenez gövde ağırlığının %25'ine yakın miktarda besine ihtiyaç duyar.

Yapılan araştırmalar ölü olarak bulunan kerkenezlerin çoğunun midelerinde sindirilmemiş iki kadar fare bulunduğunu göstermiştir.

Kerkenezler avlarını pençeleri ile yakalayıp,enselerinden ısırarak öldürürler.Genellikle avlarını yüsek bir yerde ,elektrik direkleri,yüksek ağaç dalları veya yüksek tarla çitleri üzerinde oturarak etrafı gözlemleyerek beklerler.Ama Kerkenezler için tipik bir avlanma türü de havada asılı kalmalarıdır.Yaklaşık 10-20m(30- 70ft)yükseklikten,kemirgenlerin yuvaları etrafında bıraktıkları idrar izlerini günışığında gözleri takip ederek,avlanmalarıdır. Bunun için gövdesini hafif yukarı doğru tutup kanatlarını hızlı hızlı çarparken,kuyruklarını hafif kıvrık bir şekilde yelpaze gibi açık tutarlar.Kanatlarını yatay bir pozisyonda yukarı aşağı çarparken eşit miktarda hava akımını hareket ettirirler.Bu arada havanın kaldırma ve yer çekim gücü eşitlendiğinden kuş aynı yükseklikte havada kalır.Bu tür avlanma aşırı derecede bu kuşların enerji kaybına neden olduğundan,rüzgara karşı durmaları enerji harcamalarını minimuma indirmektedir.Bir av gördüğünde,hızla yere yaklaştığında yavaşlayarak onun üzerine doğru pike yapar ve pençeleri ile avını yakalar.

Havada takip ederek avlanmaları ise bazı şartlara bağlıdır.Özellikle şehir içinde yaşayan kerkenezlerin küçük ötücü gruplarını şaşırtmak için kullandıkları bir avlanma yöntemidir.Bu yöntemi bazen açık arazide küçük kuş gruplarına saldırmak için de kullanabilirler.

Bazen genç kerkenezleri de taze sürülmüş tarlalarda solucan ararken de görmek mümkündür.

Biyolojisi

Yaklaşık 2 yaşına gelen kerkenezler ,üreme olgunluğuna erişirler.Kerkenezler kendileri yuva yapmazlar,genellikle kaya oyuklarına,kulelerin,taşköprülerin boşluklarına,ağaç kovuklarına veya yüksek ağaçların üzerinde terkedilmiş olarak buldukları büyük kuşların örneğin karga yuvalarına yumurtalarını bırakırlar.Genelde kerkenezler ,kargaları yeni yapılmış yuvalarından kovmak için güçsüzdürler.Ancak yabanileşmiş ev güvercinlerine saldırıp,onların yeni yapılmış yuvalarına yerleşirler.

Mart sonu-nisan ortası arasında dişi iki veya üç gün ara ile 3-6 yumurta bırakır. Yumurtalar 34-44mm boyunda,beyaz kahverengi lekelidir.Dişi tek başına kuluçkaya yatar. 27-29 günlük kuluçka süresince ve ilk günlerde dişi yuvayı bekler ve gözetirken erkek beslenme görevini tek başına üstlenir.Dişi yavruları ,eğer av bir fare ise farenin kas etleri ile beslerken,kendi iç organlarını ve tüylerini yiyerek besler.İkinci haftanın sonunda artık yavruların bakımını eşler birlikte yürütür.Erkek ve dişi birbirinden bağımsız olarak yavruları beslerler .Ancak tüm gündüz yırtıcılarında olduğu gibi dişi genellikle yuva yakınlarında koruma görevi yaparken erkek yuvaya av taşır. Yavrular büyüyüp besin ihtiyaçları

arttıkça dişi de avlanmak için yuvadan daha çok uzaklaşır. İkinci haftanın sonunda yavrular ayakta durma çalışmalarına başlarlar.Üçüncü haftanın sonunda ise erişkin bir kerkenezin ağırlığına ulaşırlar.Yavrular tüm doğan türlerinde olduğu gibi çok agresif değillerdir,bu nedenle yavru kayıpları yavru kavgaları nedeniyle enderdir,ebeveynler de besleme konusunda hassastırlar.Yavrular kendi kendilerine beslenebilecek hale geldiklerinde ebeveynler avı yuvaya bırakırılar ve yavrular kendi kendilerine yerler.Yaklaşık dört hafta yuvada beslenen yavrular,uçmaya başladıktan sonra yine yaklaşık dört hafta ebeveynleri tarafından beslenir ve izlenirler.Daha sonra yuvadan kendilerine yeni bir bölge bulmak üzere ayrılırlar.

Yaklaşık her üç yavrudan biri uçmaya başlamadan önce hayatını kaybeder.Bunun başlıca sebepleri ise soğuklar,yağmur,beslenememesi veya baykuş ,saksağan veya sansar tarafından avlanmış olmasıdır.

Yapılan halkalamalar sonucu kerkenezlerin yaşam beklentilerinin 18 yıl civarında olduğu tespit edilmiştir.Genç bir kerkenezin bir yaşına kadar yaşam beklentisi %50 oranındadır.Ölümlerin büyük bölümü genellikle hava şartlarının zorladığı ve avlanma imkanlarının az olduğu Ocak ve Şubat aylarında gerçekleşmektedir,bu aylarda genç kerkenezlerin yanı sıra da yaşlı kerkenezlerin de öldüğü görülür.

Göçü

Kerkenezlerin göç hareketleri,büyük ölçüde halkalama yardımıyla çözülebilmiştir.halkalanmış bireylerin bulunmasıyla kerkenezlerin yerel olabilecekleri gibi bölgesel veya uzun yol göçmen kuşları oldukları tespit edilmiştir. Göç etmelerinin başlıca sebebi beslenme ile ilgilidir.Belli bir göç yolları yoktur ve genellikle yalnız yolculuk ederler.Göç esnasında relatif alçaktan( 40-100m)gibi uçmayı tercih ederler.Diğer yırtıcılar gibi termiklere bağlı kalmadıklarından,kötü hava şartlarında bile göçlerini sürdürürler.

Kuzey Avrupa ve Sibirya'daki popülasyon göçmendir ve kış aylarında güneye göç eder. İkandinav ülkelerindeki popülasyon ise Güneyavrupa'ya, orada kışı geçirmek üzere göç eder.Ayrıntılı araştırmalar sonucu, İsveç'teki Kerkenezlerin İspanya'ya hatta Kuzey Afrika'ya kadar göç ettikleri tespit edilmiştir. Türkiye'deki popülasyon yereldir ve yıl boyu kalır. Ancak besin bulmanın güçleştiği kış aylarında yükseklerde yaşayanlar ovalara, tarım alanlarına kadar inerler.

Popülasyonu

Tüm Avrupa'da, Asya'nın büyük kısmında ve Kuzey Afrika'da yaygın ve sayıca çoktur. Sadece Avrupa popülasyonu yaklaşık 400.000'dir.

2007 yılında,yılın kuşu seçilmişti.

Kerkenezlerin ayrıca bir çok alt türleri vardır.(1991) Robert Pierchocki'ye göre:

Falco tinnunculus tinnunculus ,tüm Palearktis'te yaşayan nominat formudur. Üreme alanı Avrupada 68° N İskandinavyadan 61° N Rusyaya ve Akdeniz adaları üzerinden Kuzayafrikaya kadar yayılış gösterir.Britanya adalarında da yayılış göstermektedir.

Falco tinnunculus alexandri Güney Kap Verde adalarında yaşar, Falco tinnunculus neglectus ise Kuzey Kap Verde adalarında yaşar. Her iki alt türde daha koyu renkleri ve daha küçük kanat yapısıyla türün nominant formundan ayrılır.

Falco tinnunculus canariensis Kanarya adalarının batısında yaşar ve ayrıca Madeira'da rastlanır.. Falco tinnunculus dacotiae buna karşılık Kanarya adalarının doğusunda yaşar.

Falco tinnunculus rupicolaeformis'e ise Mısır'dan Arap yarımadasında kuzey Sudan'a kadar rastlanır.

Falco tinnunculus interstinctus , Japonya, Kore, Çin, Burma, Assam ve Himalaya'da yaşar..

Falco tinnunculus rufescens ise Güney Sahrâ'dan Etopyaya kadar olan Savanalarda yaşar.

Falco tinnunculus archeri ,Somali ve Kenyanın güney kıyılarında görülür.

Falco tinnunculus rupicolus Angola'dan doğu istikametine doğru Tanzanyaya ve güneye doğru Kapland'a uzanır.

Falco tinnunculus objurgatus'a Kuzey ve Güney Hindistanda ve Sri Lanka'da rastlanır.

(Rudolf Piechocki: Der Turmfalke. Ziemsen, Wittenberg 1991)

Kerkenezlerin düşmanları:

Kerkenezlerin başlıca düşmanı insandır, insanlar onların yuva yapacakları alanları yok ederek yaşam alanlarını daraltırlar.Kerkenezlerin bir kısmı da trafikte araçlara veya elektrik tellerine çarparak hayatını kaybedebilirler.

Zorlu geçen kış şartları da beslenme şartlarını zorlayabilir.

Davranışları

Kerkenezler gündüzleri aktif olan kuşlardır ve havanın kararmasına kadar avlanmaları sürebilir.Kerkenezlerin başka kuşları yuvalarına dalıp bu yuvalardaki yumurta ve yavrulara saldırdıkları görülebilir.Kerkenez, acele eder gibi kanat cirpip ve arada süzülerek ucmasi ve av ararken havada asılı kalması en tipik özelligidir. Kanatlarını hızla çırparak olduğu yerde asılı durur ve av arar (yaklaşık 10-20metre yükseklikte),bu durumda kuyruğu genellikle yelpaze gibi açık ve hafif içe kıvrıktır.(Küçük kerkenez de aynı davranışı gösterir ama daha az kanat çırpar.).Kanat çırmaları arasında aynı miktarda havayı hareket ettirir. Kuyrugunun yelpaze gibi acik durusu,yere kondugu zaman fren vazifesi görür.Eğer yerde bir av görürse hızla dalışa geçip saldırır,bu arada yere yaklaşırken hafifçe yavaşlar . Eğer o noktada bir av göremezse kısa bir uçuşla başka bir noktada tekrar asılı kalır. Uygun hava şartlarında veya avına yaklaşırken süzülerek uçtuğu görülebilir..Bazen de tünediği bir direk veya daldan avına saldırır. Yuvasının yakınlarında ve özellikle üreme dönemlerinde oldukça hareketli, gürültücü ve saldırgandır. Bir tehdit algılarsa kendinden çok daha iri olan kaya kartalı, kızıl şahin hatta çakır gibi kuşlara taciz dalışları yapmaktan çekinmez.

CEM DAGYAR`IN ( Trakus üye:Kestrel)GÖZLEM NOTLARI:

Söylediğin için dosyamı kurcaladım biraz fakat bütün bilgilere ulaşamadım . Bir çok dosyam Adanada . Bu paylaşacaklarım sadece bir bölümü ve benim 9-10lu yaşlardaki gözlemlerimden bu güne kadar yaptığım türün gözlemleri sonucu elde ettiğim genel bilgilere ve bir kaç tanede not düşdüklerim var . Özellikle karşı apartmanda gözlemlediğim sol ayağı doğuştan sakat sol ayağını kullanamayan bir dişi ile yakışıklı ve dişisine bağlı bir çiftin 2004 ve 2009-2010 gözlemleri :)

Tarih: 13.11.2008

4 yıldır gözlemlediğim kerkenez çiftinin 08.10.2008 tarihinde bir kere çiftleştiklerine şahit oldum . Yuva olarak kullandıkları alanı üreme dönemi dışında da terk etmeyen çiftin yuva olarak kullandığı yeri 5 ile bir hafta aralıklarla kontrol etmeme rağmen her hangi bir yuva faliyeti bulamadım . Kontrollere devam edicem ancak senenin bu zamanında bu çiftleşme hareketinin sebebini anlayamadım .

Tarih: 21.04.2009

Beş yıldır gözlemlediğim kerkenez çiftinin hep aynı yuvayı(apartmanın damındaki asansör dairesi) kullandıkları, avlarını ise genel olarak aynı su deposu üzerinde yediklerini farkettim . Burdan anladığım kadarıyla tür rahatsız edilmediği sürece daha uzun bir süre yuva olarak burayı kullanacaklar .

Ayrıntı:

Gözlemlediğim bu şehirli kerkenezlerin üreme dönemi dışında av olarak serçe gibi ufak ötücüleri(bir kaç kere saka ve floryaya da denk geldim), üreme-yavru zamanında bir kaç kere rastladığım kumru(!), küçük kumru ve günün son öğünü olarakta ard arda pike yaparak yarasaları seçtikleri(yüzlerce kez gözlemledim) gördüm . Ancak yerleşim dışında yaşamlarını sürdüren gözlemlediğim hem cinsleri daha çok fare ve diğer ufak kemirgenler(şehirdekilere oranla daha fazla), ötücü kuşlar(şehirdekilere nazaran daha az), sürüngenler ve uçan iri böcekler(yusufçuk vb.) beslendiklerini gördüm .

Ayrıntı:

Şehirde gözlemlediğim kerkenezlerin yavru kayıplerının en büyük sebepleri gözlemlerim sonucunda üreme bölgelerini paylaştıkları insanlar tarafından kerkenezin baykuş sanılması ve dolayısıyla uğursuz(!) oldukları düşünülmeleri yuvalarının bozulması, yumurtaların ortadan kaldırılması, ebeveyn ve yavruların öldürülmesi şahit oldum ve duydum . Hatta bu kuşların yumurtalarını her üreme döneminde alarak orayı terk edeceğini düşünen bir ailenin yine her üreme döneminde yuva olarak aynı duvarı kullanmalarından ötürü bana bu baykuşlardan(!) nasıl kurtulacaklarınıda sorulmuştu ... Diğer bir sebepse; modern yapılaşma ... Türün şehirde yaşayan bireyleri yuva olarak pencere çıkıntıları, ufak betondan yapılmış ve altı yine betonla kapalı süs amaçlı binalarda bulunan ufak balkonlar ve saksıları seçmeleri . Bir çok türün üreme zamanı olan ilk bahar Akdeniz bölgesinin en fazla yağış aldığı aylardır . Üreme döneminde kuluçka esnası ve yavruların ilk günlerinde bahar yağmurlarının ani ve yoğun bir şekilde bastırması ile yuvaların su altında kalması, yumurtadaki embriyoların ani ısı düşüşü ile yumurta içinde ölmeleri ve yavruların yağmur esnasında her ne kadar ebeveynleri tarafından korunma çabalarına rağmen yavruların bir kaçı veya hepsinin ölmesidir . Bir çok kere şahit oldum buna . Ancak şehirli çiftlerin yavrularını büyütürken besin açısından bir sıkıntı yaşadıklarına pek şahit olmadım .

Yerel Adlar

sıçan toplayıcı

Süleyman Kenan Çungur'a teşekkürler.

Kıbrıstaki yerel adı:

Kerkenez:şahin

Birtan Gökeri'ye teşekkürler.

beli bağlı, kel kenez, sıçancık, div div, gergenek, gergenez, keçel kerkes, kekenek, sıçancık, sıçancıl, yeleken, yel kesen

teşekkürler sevgili Kazım Çapacı'ya

kaynak:http://www.kazimcapaci.com/kusadlari.htm

Ses-Ötüşü

Yapılan araştırmalar sonucu ,dişilerin 11,erkeklerin ise 9 değişik çağrı şekline sahip oldukları gözlemlenmiştir.Çağrılar,duruma göre ses yüksekliği,frekans ve ton değişikliği gösterir.Dişilerde olduğu gibi erkekler de yavruların yiyecek istedikleri zamandaki gibi ağlama sesleri çıkardıkları görülür.Özellikle dişiler kızışma dönemlerinde ve kuluçka döneminde eşinden yiyecek dilendiği zaman daha sık bu ağlama sesini çıkarırlar.

Ti,ti,ti yada dazı yazarlar tarafından ki,ki,ki (ke,ke,ke) diye yorumlanana sesleri ,yuvalarında rahatsız edildikleri zaman çıkardıkları heyecan sesleridir.Bu seslerin farklı versyonları erkek yuvaya avını vermeden az önce de duyulabilir.

Ayırıcı Tanı

http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl47@d&idx=60767#.VeiYOCXtmko

http://www.trakus.org/kods_bird/uye/?fsx=2fsdl47@d&idx=157554#.VfsMBxHtmko

Kaynaklar

de.wikipedia.org/wiki/Turmfalke

www.tierseiten.com/greifvoegel/falco_tinnunculus.html

www.nabu.de/aktionenundprojekte/vogeldesjahres/2007-turmfalke

www.salzburg.gv.at/themen/nuw/naturschutz/pflanzentierlebensraumschutz-1/geschuetzte_tiere/aves/turmfalke-3.htm

www.tierenzyklopaedie.de/tiere/turmfalk.html

www.kazimcapaci.com/kusadlari.

Enzyklopädie der Brutvögel Europas

Vögel Die wichtigen Arten entdecken und bestimmen

Die Europäische Vogelwelt

Cem Dagyar `in( Trakus üye :Kestrel) gözlem notlarini benimle paylasmasindan büyük mutluluk duydum,davranislar bölümünde bu gözlem notlarini bulabilirsiniz).Kendisine bu bilgileri benimle paylastigi icin sonsuz tesekkürler