![](https://izmirkuscenneti.gov.tr/wp-content/uploads/2022/07/en-son-1-scaled.jpg)
Leukai (Leucae) – Dr. Ömer DÖNDÜREN
Temmuz 20, 2022![](https://izmirkuscenneti.gov.tr/wp-content/uploads/2022/08/birdingplaces-wpp1659715286728.jpg)
GEDİZ DELTASI’NDA KIŞ ORTASI SU KUŞLARI KAYIT ALTINA ALINIYOR.
Ağustos 2, 2022![](https://izmirkuscenneti.gov.tr/wp-content/uploads/2022/07/en-son-1-scaled.jpg)
Leukai (Leucae) – Dr. Ömer DÖNDÜREN
Temmuz 20, 2022![](https://izmirkuscenneti.gov.tr/wp-content/uploads/2022/08/birdingplaces-wpp1659715286728.jpg)
GEDİZ DELTASI’NDA KIŞ ORTASI SU KUŞLARI KAYIT ALTINA ALINIYOR.
Ağustos 2, 2022![parallax background](https://izmirkuscenneti.gov.tr/wp-content/uploads/2022/03/top-banner2.jpg)
İZMİR KUŞ CENNETİ VE ÇEVRESİ MİLLİ PARK İLAN EDİLMELİ MİDİR ?
T.C. İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği
Doç. Dr. Adnan KAPLAN Yrd. Doç. Dr. Şerif HEPCAN
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü
Uluslararası ‘A’ sınıfı sulak alanlar kategorisinde yeralan İzmir Kuş Cenneti, İzmir
Körfezi’nin kuzey batısında kıyı sulak alan sistemini tanımlayarak başta kuşlar olmak
üzere diğer canlılara yaşam ortamı oluşturmaktadır. 211 kuş türü (59’u kuluçkaya
yatmakta), 308 bitki ve 17 sürüngen türü barındırmaktadır. Yörede Orman Bakanlığı
tarafından 1979 yılında koruma çalışmaları başlatılmış ve 1982 yılında ‘Su Kuşları
Koruma ve Üretme Sahası’ ilan edilerek ilk koruma statüsü verilmiştir. 1994 yılında
yine Orman Bakanlığı bu statüyü ‘Yaban Hayatı Koruma Sahası’ olarak değiştirmiştir.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 1987 yılında Kuş Cenneti (Orman Alanı) ilan
edilen bölgenin sahip olduğu doğal ve kültürel özellikleri nedeniyle, Kültür
Bakanlığı’nca 1985 ve 1999 yılında 1. derece Doğal ve Arkeolojik Sit, Çevre
Bakanlığı’nca ise 1998 yılında ‘Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak
Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkındaki RAMSAR Sözleşmesi’
kapsamına alınmıştır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nce 2000 yılında İzmir Kuş
Cenneti ve çevresine yönelik Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanmıştır.
Orman Bakanlığı bölgenin daha iyi korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak üzere
1996 yılından itibaren ‘Milli Park’ ilan etme sürecini başlatmıştır. Aynı yıl içinde
Orman Bakanlığı Milli Parklar Dairesi tarafından gerekli etüdler yapılmış, 1/25000
ölçekli pafta üzerinde sınırları belirtilerek konu ilgili 7 Bakanlığın (Turizm, Çevre, Milli
Savunma, Kültür, Tarım ve Köyişleri, Bayındırlık ve İskan, Tekel’den sorumlu Devlet
Bakanlığı) görüşlerine sunulmuş ve 1999 yılında da ‘olur’ görüşlerinin alınması süreci
tamamlanmıştır. Bu aşamada bölgeye ‘Milli Park’ statüsü kazandırılması yolunda
konunun Orman Bakanlığı’nca Bakanlar Kurulu’na sunulması ve ilgili kararın
onaylanması gerekmektedir.
Konuya milli park ilanına dayanak oluşturan yasal süreçler ve uygulamalar
bağlamında yaklaşılacak olursa (2873 sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamında, milli
park tanımı ve kriterleri uyarınca, İzmir Kuş Cenneti ve çevresi sorgulandığında);
Madde 2(a)’da Milli Park ‘bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender
bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına
sahip tabiat parçaları’ olarak tanımlanmıştır. İzmir Kuş Cenneti ve çevresinin; tatlı,
tuzlu ve acı su ekosistemlerini içermesi, bitki ve hayvan varlığı ve yaşama ortamları,
1. derece Doğal ve Arkeolojik sitleri, diğer koruma statüleri yanında Ramsar
sözleşmesine dahil edilmiş olması, uluslararası ‘A’ sınıfı kategorisinde sulak alan
olması gibi özellikleri yönüyle mili park tanımında belirtilen ulusal ve uluslararası
ender bulunan doğal ve kültürel kaynaklara sahip olunması ve koruma, dinlenme,
turizm aktivitelerine olanak sağlanması kriterlerine uymaktadır. Milli Parklar
Yönetmeliği 1. Bölüm Madde 6 (a)’da milli park olarak ayrılacak yerlerde aranan
kriterler kapsamında ilgili alana bakıldığında; doğal ve kültürel kaynak değerleri ile
rekreasyonel potansiyeli, ulusal ve uluslararası düzeyde özellik ve önem taşıması,
doğal ve kültürel kaynak değerleriyle gelecek nesillere miras olarak bırakılacak
düzeyde olması, 1000 ha.’dan büyük olması kriterlerine uyduğu görülmektedir. 2873
sayılı yasanın öngördüğü Milli Park tanımı ve kriterleri uyarınca Türkiye’deki sulak
alanların koruma statüleri ele alındığında; 32 Milli Park arasında Manyas Kuş Cenneti
(Balıkesir, 64 ha.) ve Dilek Yarımadası – Menderes Deltası (Aydın, 27675 ha.) Sulak
Alanları, 35 Tabiatı Koruma Alanı içerisinde Sarıkum (Sinop, 78.5 ha.), Sultansazlığı
(Kayseri, 17200 ha.) ve Sakagölü longozu (Kırklareli), Seyfe Gölü (Kırşehir, 10200
ha.), Gala Gölü (Edirne, 2369 ha.), Yumurtalık (Adana, 16430 ha.), Akgöl (Ereğli
Sazlığı) (Konya, 6787 ha.), 12 Tabiat Parkı arasında Bafa Gölü (Aydın, 12281 ha.)
örneklerinde görüleceği üzere Tabiat Anıtı dışında her koruma kategorisinde sulak
alanlar bulunmaktadır.
Buna karşın Orman Bakanlığı sonuç aşamasına gelmiş olan milli park ilan etme
sürecinden bağımsız olarak İzmir Kuş Cenneti ve çevresini ‘Tabiatı Koruma Alanı’
ilan etme yönünde çalışmalarını sürdürmektedir. Aynı bakanlığın ‘günümüz
koşullarında en uygun statünün ülkemizdeki diğer sulak alanlarda belirlendiği gibi
Tabiatı Koruma Alanı olduğu görülmektedir’ yönündeki görüşü gerek İzmir Kuş
Cenneti ve çevresinin sahip olduğu doğal ve kültürel özellikleriyle gerekse de
ülkemizdeki sulak alanların 2873 sayılı yasa çerçevesinde farklı koruma statülerinde
bulunması durumuyla çelişmektedir. İlgili yerin Madde 2’deki Tabiatı Koruma Alanı
tanımına da (bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya
kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği
seçkin örnekleri ihtiva eden ve mutlaka korunması gerekli olup sadece bilim ve eğitim
amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılmış tabiat parçalarını ifade eder) tam olarak
uymadığı görülmektedir. Bu tanımda alanın sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla
kullanımı öngörülmektedir. Ancak İzmir Kuş Cenneti ve çevresinin bunların yanısıra
rekreasyon, turizm, üretim (tuz üretimi, balık üretimi ve yetiştiriciliği, tarım faaliyetleri)
amaçlarıyla da kullanımı söz konusudur. Bu kullanım çeşitliliği ve sahanın sahip
olduğu diğer özellikler gözönüne alındığında milli park tanımına ve kriterlerine
uyduğu görülmektedir.
Konuya uluslararası düzeyde bakıldığında ise dünyada doğal kaynakların ve
alanların korunması konusunda ülkelerin koruma uygulamalarına çerçeve oluşturan
IUCN (Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği)’nin kriterleri uyarınca;
Kategori 2’de yer alan Milli Park ‘günümüz ve gelecek nesiller için önem taşıyan
bir ya da daha fazla ekosistemin ekolojik bütünlüğünün korunması, koruma
amaçlarıyla uyuşmayan kullanımların engellenmesi, kültürel ve çevresel koşullara
tamamıyla uyulması kaydıyla bilim, eğitim ve rekreasyon amaçlı kullanımlara tahsis
edilecek alanlar (kara ve(ya) deniz)’ olarak tanımlanmıştır. Milli park seçim kriterleri
ise ilgili yerin bilim, eğitim, rekreasyon ve turizm yönünden önem taşıyan bitki ve
hayvan türleri, habitatlar (canlı yaşam ortamları) içermesi şeklindedir. IUCN dünya
üzerindeki koruma alanlarına uluslararası standartlar getirmeyi amaçlamakla beraber
her ülkenin özgün koşullarına dayalı olarak farklı uygulamalar görülmektedir. Burada
esas olan koruma alanlarının hangi öncelikli amaçlarla koruma altına alınıp
yönetildiğidir. Koruma statüsü verilmesi ise bu önceliklere göre belirlenir. Örneğin;
Avustralya’da 45, ABD’de ise 18 farklı tipte koruma alanı vardır. Dünyada koruma
alanlarına 140 kadar değişik isim verilmektedir. Dünyada doğal ortamların
korunmasında en yaygın koruma statüsü olarak milli park uygulaması İngiltere’de
başka ülkelere ve uluslararası normlara göre oldukça farklılık göstermektedir. Çünkü
mülkiyeti devlete ait, geniş ve bozulmamış ekosistemleri barındıran alanların
olmaması uluslararası normlara uygun bir milli park anlayışını İngiltere’de
olanaksızlaştırmaktadır. İzmir Kuş Cenneti ve çevresine bu kapsamda bakıldığında;
sahip olduğu özelliklerin ve IUCN kriterlerinin dikkate alınarak koruma önceliklerinin
tanımlanması önem taşımaktadır.
Sonuç olarak;
1. İlgili yerin ‘Milli Park’ ilanı süreci tamamlanmak üzere iken ‘Tabiatı Koruma
Alanı’ ilan etme çalışmalarının sürdürülüyor olması, koruma alanlarının statüleri ve
koruma mantığı konusunda ciddi soru işaretleri oluşturmakta ve zaman kaybına
neden olmaktadır.
2. 1996 yılında belirlenen milli park sınırı oluşturulurken bölgenin sahip olduğu
doğal ve kültürel özelliklerin yeterince ele alınmadığı görülmektedir. Ulusal ve
uluslararası milli park tanımı ve kriterleri bağlamında İzmir Kuş Cenneti ve çevresi
geniş bir kıyı sulak alan ekosistemi içerisinde tanımlanmalıdır. Bu yolda Karşıyaka
Mavişehir sınırından İzmir Kuş Cenneti’ne kadar uzanan kıyı kordonunun da milli
park sınırı içerisine alınması gerekmektedir.
3. İzmir Kuş Cenneti ve çevresinin yukarıda belirtilen çerçevede milli park ilan
edilmesi İzmir Büyükşehir bütünü Nazım İmar Planı’nda ve çevre belediyelerin imar
çalışmalarında belirleyici bir rol üstlenerek milli park bütününe yönelik tehdit ve
uygulamaları engelleyecektir. Bu bağlamda milli parkların yerel ve bölgesel
düzeydeki fiziksel planlarda sistem bütünü içinde değerlendirilmesi önem
kazanmaktadır.
Özet olarak; ulusal yasal süreçler, ulusal ve uluslararası tanım-kriterler uyarınca
ilgili alanın sahip olduğu diğer koruma statüleri ve özellikleri gözönüne alındığında
‘Milli Park’ olma koşullarına uyduğu görülmektedir. Bu noktadan hareketle alanın ‘Milli
Park’ ilan edilmesi ve de bu sürecin devamı olarak Orman Bakanlığı Mili Parklar ve
Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğünün çatısı altında yetki karmaşasının
sonlandırılması, hazırlanacak yönetim planı (master planı) uyarınca yaşatılmasının
güvence altına alınması İzmir Kuş Cenneti ve çevresinin (Gediz Deltası’nın) geleceği
açısından büyük önem taşımaktadır.