Tepeli Pelikan (Pelecanus crispus)
Gediz Deltası’nın sembol kuşlarından biridir. Türkiye’de sadece Gediz Deltası, Büyük Menderes Deltası (Aydın), Kızılırmak Deltası (Samsun), Manyas Gölü (Balıkesir) ve Aktaş Gölü (Ardahan)’nde üremektedir. Gediz Deltası’nda Homa Dalyanı’nın içerisindeki adacıklarda her sene 70 çift kadar kuluçkaya yatar. Kışlamaya gelen bireylerle birlikte deltada kışın sayıları 700’ü bulur. Dünya’da nesli tehlike altında olan bir türdür. Tüm dünya populasyonu 15.000 civarındadır. Kanat açıklığı yaklaşık 3 m civarında olan oldukça büyük bir kuş türüdür. Gagasını alt kısmında yer alan deri parçası oldukça esnektir. Pelikanlar gagasını açtığında bu torba genişler ve suyun içinde bir kepçe gibi vazife yaparak pelikanın balık yakalamasına yardımcı olur.
Karabatak (Phalacrocorax carbo)
Gediz Deltası’nın daha çok kış misafiri olan karabataklar, iç göllerdeki (Uluabat, Manyas…) söğüt ağaçlarının üzerine yuva yapar. Gediz Deltası’nda muhtemelen yuva yapması için uygun ağaçlar olmadığından ürememektedir. Deltada kışın sayıları beş bini bulur. Kışın kara bir bulut gibi beslenmeye giden kalabalık sürüleri, her akşam Homa Dalyanı’ndaki adacıklara gecelemek için geri döner.
Küçük Karabatak (Phalacrocorax pygmeus)
Karabataktan daha küçük, rengi daha çok kahverengimsi ve daha çok tatlısu habitatlarını tercih eden bir türdür. Karabatak’a göre daha sığ sularda beslenir. Gediz Deltası’nda her mevsim görülebilen ancak Karabatak gibi yuva yapması için uygun ağaçlar ve sazlıklar olmadığından üremeyen bir türdür. Bunda 3–5 sene öncesine kadar deltada az sayılarda görülebilen Küçük Karabatak’ın sayısı son yıllarda oldukça artmıştır. Özellikle sonbaharda sayıları binin üzerine çıkmaktadır.
Küçük Akbalıkçıl (Egretta garzetta)
Deltada yıl boyu görülebilen bir kuş türüdür. Özellikle sonbaharda sayıları çok artar. Bazen sazlıklara yakın bölgedeki tuz tavalarının ya da kanalların kenarlarında 400–500 birey bir arada görülebilir. Deltada eski yıllarda üreyen Küçük Akbalıkçıl ne yazık ki artık ürememektedir. Bahara doğru başının üzerinden 2 adet uzun tüy çıkar. Bir zamanlar bayanların şapkalarında kullanılan bu tüyler için çok fazla avlanıldığından nesli oldukça azalmış, ancak daha sonra koruma altına alınması ve bunun yasaklanması ile sayıları tekrar artmıştır.
Büyük Akbalıkçıl (Egretta alba)
Küçük akbalıkçılın yaklaşık iki katı büyüklüğünde bir balıkçıl türüdür. Gagası sarıdır. Deltada kış misafiridir. Yazık tek tük kalan bireyler görülebilir. Kışın özellikle sazlıklar bölgesi, tuz tavalarının içi ile kanalların kenarlarında görülebilir. Deltada kuluçkaya yatmaz. Genelde balık, kurbağa gibi canlılarla beslenir.
Gri Balıkçıl (Ardea cinerea)
Gediz Deltası’nda her daim görülebilen ancak alanda üremeyen kuş türlerinden biridir. Boyu B. Akbalıkçıl kadardır. Genellikle büyük akbalıkçılın görüldüğü alanlarda birlikte görülebilir.
Kaşıkçı (Platalea leucorodia)
Delta’nın yıl boyu görebilen ancak, alanda üremeyen kuş türlerinden biridir. Akşam saatlerinde Homa Dalyanı’nın içerisindeki adacıklarda gecelemek için toplanırlar. Kışın sayıları 30–50 arasında olmakla birlikte özellikle sonbaharda 150–200 ’e kadar çıkmaktadır. İsmini, kaşığa benzeyen gagasından alan Kaşıkçı balıkçıllarla akrabadır. Daha çok sığ sularda küçük balıklar ve diğer omurgasız canlılarla beslenir. Özgün bir avlanma tarzı vardır; kafasını suya sokarak gagasını açar ve suyun içinde yürüyerek kafasını sağa sola sallayarak küçük balıkları yakalar.
Leylek (Ciconia ciconia)
Türkiye’de nesli en hızlı azalan kuş türlerinden biridir. Sulakalanların kurutulması, tarım ilaçları ve elektrik telleri bunda en büyük etkiye sahiptir. Delta içerisinde kalan yerleşim alanlarının hemen tamamında leylek yuvası bulunmaktadır. İzmir Kuş Cennetini Koruma ve Geliştirme Birliği tarafından 2005, 2006 ve 2007 yıllarında elektrik direkleri üzerinde yer alan ve sürekli sorun olan 45 yuvanın yerine güvenli platformlar konularak bu yuvalar koruma altına alınmıştır. Leylekler tek eşlidir. Yani bir leylek çifti, eşlerden biri ölmediği sürece, aynı yuvada ömür boyu beraber yaşar. Kışı Afrika’da geçirirler. Avrupa’daki leyleklerin büyük çoğunluğu Türkiye üzerinden geçerek Afrika’ya gider.
Kara Leylek (Ciconia nigra)
Leyleğin çok yakın akrabasıdır. Gediz Deltası’nda yıl boyu görülebilir. Özellikle kuzeydeki tuz tavaları ve sazlıklar civarları en çok görülebileceği yerlerdir. Sonbahar döneminde 70–80 tanesi bir arada görülebilir. Türkiye’de kışladığı birkaç alandan biri ve en çok sayıda bireyin kışladığı alan Gediz Deltası’dır. Leylek gibi insana yakın yaşamaz. Dağlarda, kayalık alanlarda veya ağaçlarda yuva yapar.
Çeltikçi (Plegadis falcinellus)
Deltada daha çok göç dönemlerinde (ilkbahar ve sonbahar) görülen bir türdür. Yazın ve kışın da tek tük görülebilir. Yanardöner renkleri ve uzun gagasıyla ilgi çekici bir kuştur. Çeltik tarlalarında sık sık beslendiği için bu ismi almıştır. Gediz Deltası’nda daha çok sazlıklar civarındaki tatlı su alanlarında veya boş tarlalardaki su birikintilerinde beslenirken görülebilir. Gediz Deltası’nda ürememektedir.
Flamingo (Phoenicopterus roseus)
Gediz Deltası’nda en çok sayıda görülen kuş türlerinden biridir. Alanın sulakalan kısımlarının hemen tamamında görülebilir. Kuş Cenneti Ziyaretçi Merkezi’ne gelen yol üzerindeki tavalardan Bostanlı sahillerine kadar her yerde Flamingo vardır. Tuz tavalarının arasındaki adacıklarda koloni haline yuva yaparlar. 2006 yılında 8000 çift kuluçkaya yatmıştır. Mart başlarından itibaren erkekler ve dişiler karışık gruplar halinde bir araya gelerek Flamenko dansına benzeyen meşhur kur danslarını yapmaya başlarlar. Nisan başlarında koloni civarında toplanmaya başlayıp nisan ortasında ise kuluçkaya yatarlar. Mayıs ortasında yavrular çıkmaya başlar. Flamingo kolonisinin bulunduğu alan binlerce flamingonun yavrularıyla birlikte gözlenebileceği eşsiz bir yerdir. Flamingolar Türkiye’de sadece Tuz Gölü ve Gediz Deltası’nda üremektedir.
Suna (Tadorna tadorna)
Delta’da sayıları son yıllarda artan bir ördek türüdür. Daha çok tuzcul habitatlara bağımlı olan sunaların sayısının artma nedeni, muhtemelen alandaki tuzcul habitatların son yıllarda genişlemesidir. Tuzlu sularda ve bataklık alanlarda yaşayan küçük omurgasız canlılarla beslenir. Halk arasında güzelliğinden dolayı “Gelin Ördeği” ya da “Kuşaklı Ördek olarak da isimlendirilir (yöredeki ismi “Gazala”). Gediz Deltası’nda daha çok kanalların ve tuz tavalarının kenarındaki kayaların ve toprak boşluklarının arasında yuva yapar. Kışın sayıları kışlamaya gelen bireylerle çok artar ve 2000 üzerine çıkar.
Angıt (Tadorna ferruginea)
Suna ile yakın akraba olan bir ördek türüdür. Ancak Suna’nın aksine tuzlu suları değil, daha çok tatlı suları tercih eder. Sığ sulardaki küçük omurgasız canlılarla beslenir. Kayalık yerlerde ya da sedde ve kanal kenarlarındaki taşların aralarında yuva yapar. Gediz Deltası’n da her mevsim görülebilir. Ancak kışın sayıları artar ve binin üzerinde Angıt özellikle sazlıklara yakın bölgede görülebilir. Angıtlar tek eşli yaşayan kuşlardır. Yani bir Angıt çifti ölünceye kadar birlikte yaşar. Halk arasında eşlerden birisi öldüğünde diğerinin onun başında beklediği ve yedi sene başka bir eşle çiftleşmediğine inanıldığından pek avı yapılmaz. Bu inanç Türkiye’nin hemen bölgesinde görülmektedir ve Angıtlar halk arasında saygı görmektedir.
Fiyu (Anas penelope)
Gediz Deltası’nda ve ülkemizde kışlayan bir ördek türüdür. Türkiye’de üremez. Üreme alanları Kuzey Avrupa’daki tundralardır. Gediz Deltası’nda eylül ortalarından nisan başına kadar olan dönemde görülür. Deniz kenarında, tuz tavalarının arasında ya da sazlıklar civarında bulunur. Sayıları bazen 3000’i bulmaktadır. Erkeğinin başının üzerindeki altın rengi şerit, üzerine ışık vurduğunda çok uzaklardan dahi görülerek türün ayırt edilmesini sağlar. İsmini “fi-yu, fi-yu” şeklindeki sesinden almıştır. Bu ses çok tipiktir ve kuşu görmeden dahi binlerce ördek arasında Fiyu olduğunu anlamanızı sağlar. Yüzey ördeklerindendir. Yani suya dalarak değil, yüzeyden kafasını ve vücudunun bir kısmını suya sokarak beslenir. Bu yüzden sığ sularda bulunur.
Yılan Kartalı (Circaetus gallicus)
Gediz Deltası'nda ve ülkemizde yaz göçmeni olan bir yırtıcı kuş türüdür. Kışı Afrika'da geçirir. Genellikle yılan avladığından bu isim verilmiştir. Gediz Deltası'nda üremesi için uygun alanlar bulunmadığından ürememektedir. Ancak mart ortalarından eylül ortalarına kadar tarlalık alanlar Taşlı tepeler ve Üç tepeler ile bu tepeler arasındaki alanlarda gözlenebilir. Havada asılı kalarak avını araması tipik özelliklerinden biridir.
Saz Delicesi (Circus aeruginosus)
Sazlık alanların tipik yırtıcısıdır. Biraz genişçe sazlık olan hemen her yerde görülebilir. Sazlıkların üzerinde avlanmak için “deli deli” uçuşundan, yani sürekli sazlıkların içine pike yapıp dalıp çıkmasından bu ismi almıştır. Yuvasını sazlıkların arasına yapar. Gediz Deltası’nda sazlıkların bulunduğu bölgelerde, Sazlı Göl’de rahatça görülebilir. Kışın sayıları çok artar. Çeşitli bölgelere beslenmeye giden saz deliceleri akşam saatlerinde gecelemek için sazlıklara dönerler. 2005 kışında sazlık bölgesinde 112 birey sayılmıştır.
Tavşancıl (Hieraeetus fasciatus)
Türkiye'de düzenli olarak görüldüğü alanlardan birisi Gediz Deltası olan bir kartal türüdür. Yıl boyu herhangi bir zamanda görülebilir. Özellikle görüldüğü bölge Üçtepeler ve sazlıklar civarıdır. Bunlar arasında da özellikle Lodos Tepe en çok görüldüğü alandır. Üçtepeler civarında özellikle en çok sevdiği avlardan biri olan yaban tavşanı bol bulunduğundan buralarda avlanmaktadır. Ayrıca ördek, sakarmeke gibi sukuşlarını da avlar. Delta içerisinde herhangi bir alanda ürememektedir.
Gökdoğan (Falco pregrinus)
Gediz Deltası'nda yıl boyu gözlenebilen yerli bir türdür. Delta içerisinde her hangi bir alanda ürediğine dair bir bulgu bulunmamaktadır. Deltanın hemen her kesiminde görülemese de özellikle Üçtepeler, civarında ya da ziyaretçi merkezinden sazlıklara giden yol üzerindeki direklerde otururken sık sık gözlenebilmektedir. Buraların yanı sıra tuzla kapısıyla Homa Dalyanı arasındaki yol boyunca bulunan elektrik direkleri üzerinde otururken ya da buralarda avlanırken de görülebilir.
Gökdoğan dünyanın en hızlı uçan kuş olarak bilinir. Avına dalışa geçtiği zaman hızı saatte 400 km ye ulaşabilmektedir.
Küçük Kerkenez (Falco naumanni)
Deltada nisan başlarından eylül sonlarına kadar görülebilen küçük bir doğan türüdür. Nesli dünya ölçeğinde tehlike altındadır. Çoğu yerde insanlarla beraber yaşar çünkü yuva alanı olarak köylerdeki evlerin çatı aralarını tercih eder. Delta içersindeki köylerden özellikle Tuzçullu ve Süzbeyli köyleri en yoğun olarak yuva yaptığı köylerdir. Temel besinini danaburnu, çekirge ve kızböceği gibi büyük böcekler oluşturduğundan genellikle tarlalar üzerinde avlanırken görülebilir. Ayrıca ziyaretçi merkezi ile yakınlarında ve motopompa giden yol üzerinde avlanırken ya da elektrik direkleri üzerinde otururken görülebilir.
Poyrazkuşu (Haematopus ostralegus)
Gediz Deltası’nın yerli kuşlarından biridir. Özellikle Homa ve Çilazmak dalyanlarında kolayca görülebilir. Deltadaki dalyanların kıyıları ve içindeki küçük adacıklarda yuva deniz kabuklarının arasına yuva yapar. Yuvasına ya da yavrularına yaklaşıldığında devamlı bağırarak uçar ve düşmanı uzaklaştırmaya çalışır. Sürekli deniz kenarındadır deltanın iç kesimlerinde ya da tuz tavalarında görülmez. Siyah beyaz renkleri ve uzun kırmızı gagasıyla uzaktan dahi kolayca fark edilir. Gagası çok güçlüdür; yengeç, midye ve diğer kabuklu canlıların kabuklarını kırıp açabilir.
Kocagöz (Burhinus oedicnemus)
Yazın gelen bir türdür. Genellikle görüldüğü alanlar otların fazla yüksek ve sık olmadığı çayırlık alanlardır. Tuz tavalarının arasındaki seddelerde görülmesi kolaydır. Genellikle çift halde dolaşırlar. Her zaman yerde dolaşırlar. Yaklaşıldığında hemen havalanmazlar, bir süre yürüyerek ya da koşarak uzaklaşmaya çalışırlar. Geceleri sesleri uzaklardan dahi duyulabilir.
Akça Cılıbıt (Charadrius alexandrinus)
Deltada yıl boyu görülebilen türlerden birisidir. Özellikle suya yakın bölgelerde deniz börülcelerinin arasına yuva yapar. Mayıs ayında Homa Dalyanı’nda yavrularıyla beraber görmek mümkündür. Yavrularıyla beraber olduğunda, bir tehlike anında (insan, köpek, tilki vs.) ebeveynler yaralı taklidi yaparak ilgiyi kendine çekmeye çalışır. Bu davranışın amacı tehlikeyi yavrulardan uzaklaştırmaktır. Çamur düzlüklerinde küçük kurtçuk ve diğer omurgasız canlılarla beslenir.
Kızılbacak (Tringa totanus)
Kanal boylarında ya da deniz börülcelerinin arasında hemen her zaman rahatça görülebilecek bir türdür. En önemli özelliği çok gürültücü olmasıdır. Bir insan ya da başka bir tehdit yaklaştığında hemen gürültülü bir şekilde havalanır. Hem kendi türlerini hem de diğer türleri durumdan haberdar ederek kaçmalarını sağlar.
Kervançulluğu (Numeius arquata)
Gediz Deltası’nda daha çok kışın olmakla birlikte yıl boyu görülebilen bir kuş türüdür. Uzun ve bir yay gibi eğri olan gagasıyla fark edilmesi kolaydır. Bu uzun gagasını çamurun içine sokarak dipteki solucan ve diğer küçük canlıları yakalayarak beslenir. Homa Dalyanı kervançulluklarının en rahat şekilde görülebildiği alandır. Buradaki çamur düzlükleri ve deniz börülcelerinin aralarında beslenirler. Tuzla kapısı ile Kuş Cenneti Ziyaretçi Merkezi arasındaki tuz tavalarında da görülebilir. Kışın Homa Dalyanı’nda 100–150 bireylik sürüleri görülebilir. Gediz Deltası’nda üremez. Üreme alanları Avrupa’nın kuzeyidir.
Karakarınlı Kumkuşu (Calidris alpina)
Gediz Deltası’nın kış misafirlerindendir. Deltada en yüksek sayıda gözlenen kuş türlerinden biridir. 2008 yılı kış ortası sukuşu sayımında tüm deltada 8 bin kadar sayılmıştır. Özellikle Homa Dalyanı bu türün en rahat ve yüksek sayılarda görülebileceği alandır. Buradaki çamur düzlüklerinde kışın yüzlercesi beslenirken görülebilir. Çamurun ve sığ suların içindeki küçük canlılarla beslenir. Hep beraber havalandıklarında güzel manzaralar oluşturur. Deltada üremez, ilkbaharda kuzey Avrupa göç eder ve o bölgelerde ürer. Ağustostan itibaren deltada görülmeye başlar.
Küçük Kumkuşu (Calidris minuta)
Karakarınlı Kumkuşu’ndan sonra deltada en fazla sayıda görülen kumkuşu türüdür. Görülme ve göç zamanları Karakarınlı Kumkuşu gibidir. Karakarınlı kumkuşundan daha küçük, daha kısa gagalı ve daha kısa bacaklıdır. Homa Dalyanı’nda rahatça görülebilir.
Taşçeviren (Arenaria interpres)
Gediz Deltası’nda kışın ve göç dönemlerinde görülen bir türdür. Yazın da nadiren az sayıda görülebilir. Üreme alanları Kuzey Avrupa’daki tundra kıyıları ve Baltık Denizi’ndeki küçük adacıklardır. Gediz Deltası’nda düzenli olarak görüldüğü bölge Homa Dalyanı’dır. Çilazmak Dalyanı’nda da görülebilir. Deniz kenarında, özellikle dalyanlardaki çamur düzlükleri, deniz kabuklarının bulunduğu veya taşlık-çakıllık kıyılarda beslenir. Özellikle taşları gagasıyla çevirerek altındaki küçük omurgasız canlılarla beslenmesi çok tipiktir. İsmi de buradan gelmektedir.
Gümüş Martı (Larus cachinnans)
Gediz Deltası’ndaki en yaygın martı türüdür. Yuva yapmak ve gecelemek için deltanın hemen bütün kıyılarındaki uygun adacıkları kullanır. Pek çoğu sabah erken saatlerde Harmandalı Çöplüğü’ne beslenmeye gidip akşam geriye döner. Çöplükte her gün 5000 kadar Gümüş Martı beslenir. Sarı renkli, kalın ve güçlü gagasıyla adeta bir yırtıcı kuş gibi sakarmeke, ördek, güvercin gibi kuş türlerini avlayabilir. Flamingo ve diğer pek çok kuşun yavru ve yumurtalarını da fırsat bulduğunda yemekten geri kalmaz.
Sumru (Sterna hirundo)
Gediz Deltası’nda görülebilen sekiz sumru türünden biridir. Deltanın yaz misafirlerindendir. Nisan ortasından itibaren ekim başlarına kadar alanda görülebilir. Özelikle deltanın kıyı kesimlerindeki adacıklar üzerinde yuva yapmaktadır. Türkiye’de en fazla Sumru’nun ürediği alan Gediz Deltası’dır. Genellikle martılarla karıştırılır. Ancak dikkatli bakıldığında martılardan oldukça farklı olduğu görülür. Uzun gagası, kısa bacakları, sivri kantları ve çatalkuyruğu ile kolayca ayrılabilir. Zaten sumrunun diğer ismi Denizkırlangıcı’dır. Havada uçarken aniden hızlı bir şekilde suya dalarak balık avlar. Deltada olduğu süre içersinde tüm kıyı kesimi, Homa Dalyanı ve tuz tavalarında görülebilir.
Karagagalı Sumru (Sterna sandvicensis)
Gediz Deltası’nda görülen 8 sumru türü içerisinde yıl boyu deltada kalan tek türdür. Diğer türlerin hepsi yazın ya da göç dönemlerinde görülür. Gediz Deltası bu türün Türkiye’de bilinen tek üreme alanıdır. Ayrıca tüm Akdeniz’deki 5 üreme alanından biridir. Seneden seneye değişebilmekle beraber Homa, Kırdeniz ve Çilazmak dalyanlarındaki küçük adacıklarda koloni halinde yuva yapar. Sumru’dan daha büyüktür. Gagası Sumru’ya göre uzun ve siyah, gagasının ucu ise sarıdır. Ayakları da siyahtır. Deltada görülen diğer sumru türlerinde ayıran bir diğer özelliği de sadece deniz kenarlarında görülmesidir. Deltanın iç kesimlerinde ve tuz tavları arasında pek gözlenmez. Diğer sumrular ise deltanın hemen bütün sulak kısımlarında görülebilir.
Puhu (Bubo bubo)
Gediz Deltası'nda uzun yıllardır görülmeyen Puhu, 2005 yılında yeniden ortaya çıktı ve o tarihten bu yana Üçtepeler'de dört kez gözlendi. Kayalık alanlarda yaşayan bir baykuş türü olan Puhu, aynı zamanda en büyük baykuş türüdür de. Yavru ceylan büyüklüğündeki memelileri, hindi büyüklüğündeki kuşları avlayabilir. Bir başka özelliği de, genellikle yaşadığı bölgede diğer yırtıcı kuş türlerine pek tahammülü olmamasıdır. Şahin gibi bazı yırtıcı kuş türlerini dahi avladığı bilinmektedir. Gündüzleri genellikle bir kaya ovuğunun içinde uyuyarak geçirir ve geceleri ortaya çıkar.
Çobanaldatan (Caprimulgus europeaus)
Yazın gelen bir türdür. Gündüz görülmesi oldukça zordur çünkü gece ortaya çıkar. Gündüzleri bir çalının ya da ağacın içerisinde uyuyarak geçirir. Akşam hava kararır kararmaz motor sesini andıran seslerini, özellikle Lodos Tepe civarlarında duymamak imkânsızdır.
Yalıçapkını (Alcedo atthis)
Gediz Deltası’nda mayıs ortasından temmuz ortasına kadar olan dönem dışında her daim görülebilir. Olağanüstü güzellikteki renkleriyle gören herkesin ilgisini çeker. Genellikle kanalların ya da sazlıkların civarında gözlenebilir. Ancak deniz kenarında da görülebilir. Temel besinini küçük balıklar oluşturur. Ancak karides ya da suda yaşayan böcekler ve diğer omurgasız canlılarla da beslenir. Havada asılı kalarak ya da suya yakın bir dala ya da taşa oturarak sudaki balıkları gözler. Daha sonra hızlı bir şekilde suya dalarak avını yakalar. Adı, bu davranışıyla ilgilidir. Eskiden yalıların penceresinden bakan bayanlar bazen bu kuşu pencereyle aynı hizada havada asılı vaziyette görürlermiş. Aslında avını gözleyen yalıçapkınının adı, zamanla pencereden bayanları gözetleyen kuşa yani “Yalı çapkını” na çıkmış.
Kaya sıvacıkuşu (Sitta neumayer)
Kayalık alanların en tipik kuşudur. Üçtepeler’deki kayalıklarda kolayca görülebilir. Kayalara çamurdan yuvalar yapar. İsmi de bu özelliğinden gelmektedir.
Dr. ÖMER DÖNDÜREN
Biyolog